Nesrin Sipahi’nin Fenerbahçe marşı

“Yaşa Fenerbahçe” isimli Fenerbahçe Marşı, Leo Caerts’ın bestesi olan “Eviva España” isimli şarkının, Fecri Ebcioğlu’nun yazdığı Türkçe sözlerle, 1970’li yıllarda Klasik Türk Müziği Sanatçısı Nesrin Sipahi tarafından seslendirilmesiyle ortaya çıkmıştı. Bu plak kaydında Nesrin Sipahi’ye, Fenerbahçe’nin 1973-74 kadrosu vokal grubu olarak eşlik etmişti. 

Fenerbahçe Marşı’nın söz yazarı, Fenerbahçe Kulübünün “Kedi kaleci” lâkaplı eski kalecisi Fecri Ebcioğlu, 1960’lı yıllarda yabancı şarkılara Türkçe sözler yazarak Türk Pop Müziğini başlatan kişi olarak anılır. 

Ekteki klibe hem Nesrin Sipahi’nin “Yaşa Fenerbahçe” marşını hem de Imca Marina’nın “Eviva España” şarkısını kaydettim. 

1- “Yaşa Fenerbahçe” / Nesrin Sipahi

2- “Eviva España” / Imca Marina

Nesrin Sipahi ölmedi, yaşıyor

Nesrin Ersipahi ile Nesrin Sipahi karıştırılınca, hayattaki sanatçımızın öldüğü haberi yayıldı. 

Şarkıcı ve magazin yazarı Onur Akay, sosyal medyadan Türk Sanat Müziği Ses Sanatçısı Nesrin Sipahi’nin vefat ettiğini duyurdu. Haber kısa sürede yayıldı ve güvenilir haber sitelerinde bile haber oldu. Nesrin Sipahi’nin sevenleri, büyük üzüntü yaşadılar. 

Ancak Nesrin Sipahi’nin menajeri Zeynep Göktürk, Twitter sayfasında yayınladığı tweetlerinde, Sipahi’nin ölmediğini açıkladı. Göktürk, şunları yazdı:

Nükhet Duru, bu şarkıyı bu dönemde söylese feministler onu linç ederlerdi

Nükhet Duru’nun 1984’te çıkan “Ben erkek olsaydım” isimli şarkısından bahsediyorum. Şarkı, aslında bir aranjman. Ornella Vanoni’nin “Rabbia liberta fantasia” isimli şarkısına Türkçe sözler yazılıp, müziğin düzenlemesi yapılarak söylenmiş. (60’lı, 70’li yıllarda yapılmış diğer pek çok aranjman gibi.) Bir Wikipedi kaynağına göre, şarkının bestecisi, “L’italiano” isimli o harika şarkısıyla tanıdığımız İtalyan şarkıcı Toto Cutugno. Bir başka Wikipedi kaynağına göre ise Akın Ertübey. Bir yanlışlık olduğu kesin. Ornella Vanoni, Toto Cutugno ile birlikte şarkı söylediğine göre, bestecisi de o olmalı…

Her neyse, biz Nükhet Duru’nun şarkısına dönelim.

Osmanlı döneminde yolu İstanbul’a düşmüş bir İtalyan müzisyen: Giovanni Bottesini

(Dr. Irmak Sabuncu, “19. Yüzyılda Bir Gezgin Giovanni Bottesini”) 

“24 Aralık 1821’de, İtalya’nın kuzeyinde, Lombardy bölgesinde, Crema’da doğan müzisyen, sekiz kardeşin altıncısı olarak dünyaya geldi. 

Bottesini’nin önemli duraklarından olan Osmanlı İmparatorluğu’nun coğrafyasına seyahati döneminde, Osmanlı’da klasik müziğin (genellikle Batı müziği olarak anılıyor) henüz elli yıla yakın bir tarihi vardır. 

45’lik, 33’lük plak, EP, LP ne demektir?

Plaklar, çaplarına veya dakikadaki dönme sayısına göre isimlendirilir. “45’lik”, “33’lük” diye tabir edilen plaklar, çalarken dakikada 45 veya 33 kere dönen plaklardır.

Walkman…

Sony’nin kurucu ortağı Akio Morita, uzun uçak yolculuklarında opera dinlemek istemiş ve Nobutoshi Kihara, walkman’i tasarlamış. (Volkmen).

Billur sesli bir Arabeskçi: Biricik

Şarkıcı Biricik, 1957 yılında Adana’da doğdu. Ailesinin biricik evlâdı olduğu için “Biricik” adı verildi.

Ünlü bir caz bateristi olan babası Burhan Tonguç’tan ilk müzik derslerini aldı ve bütün vurmalı sazları çalmayı öğrendi.

Tahsil hayatı pek parlak geçmedi. İnsanlardan ve tabiattan algıladıklarına kendi duygusunu katarak tekrar insanlara aktarmayı daha olumlu bulan Biricik, kendini tamamen müziğe verdi. Raffi Arslanyan’dan klasik gitar dersleri aldı ve kısa sürede hocasının gözbebeği oldu. Babası Burhan Tonguç’un Vedat Yıldırımbora’yla kurduğu grup Metronom’da şarkı söyledi. Dadaşlar’la çalışmalar yaptı. Küçük yaştayken Selda Bağcan’ın bir plağında perküsyon dahi çaldı. Daha sonra Orhan Gencebay, büyük bir özenle, küçük sanatçının son rötuşlarını yaptı. Diğer arabeskçilerden onu ayıran özellik, düzenlemelerin daha rock tabanlı olması oldu.

Kasetin mucidi Lou Ottens hayatını kaybetti

Kasetin ve kompakt disklerin arkasındaki teknolojinin mucidi Hollandalı mühendis Lou Ottens, geçen cumartesi günü Belçika’daki evinde 94 yaşında öldü.

Ottens’in ailesi, kasetin mucidinin, Hollanda’nın Kuzey Brabant eyaletine bağlı Duizel köyünde, 6 Mart Cumartesi günü hayatını kaybettiğini duyurdu.

Lou Ottens, mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra, 1952’de Philips’e katılarak sektöre adım attı ve 8 yıl sonra firmanın ürün geliştirme biriminin başına geçti.

Ottens, ilk taşınabilir kayıt cihazını geliştirmek için ekibine liderlik etti. 2 yıl sonra, kaseti icat ederek makaradan makaraya bant sisteminde teknolojik bir devrim yaptı.

1970’li yılların popüler şarkıcısı Serpil Barlas vefat etti

1970’li yılların pop müziği şarkıcısı Serpil Barlas, kalp yetmezliği sebebiyle 64 yaşında evinde vefat etti.

Pop müziği şarkıcısı Serpil Barlas, gece 23:00 sıralarında Beşiktaş’taki evinde ritim bozukluğuna bağlı olarak kalp yetmezliği sebebiyle vefat ettiği öğrenildi.

Barlas’ın cenazesi, 22 Şubat Pazartesi günü Feriköy Mezarlığı’nda anneannesi Macide Balkış’ın bulunduğu aile kabristanına defnedilecek.

Uzun yıllar Amerika’da yaşayan Serpil Barlas, müzik çalışmalarına orada devam etmişti. Ünlü kompozitör Uğur Dikmen ile evli olan Barlas, aynı zamanda Türk Sanat Müziği’nin assolistlerinden Aysel İpar’ın da kızıydı.

Son olarak bir single hazırlıkları içinde olan sanatçı, nisan ayında stüdyoya girmeyi planlıyordu.

Tolgahan Çoğulu, mikrotonal gitar tasarladı

‘Mikrotonlar olmadan bu toprakların müziğini çalamazsınız’

Besteci, aranjör ve akademisyen Tolgahan Çoğulu, “Doğu makamlarının, Anadolu’nun mikrotonal seslerine gitarda nasıl ulaşılabiliriz?” sorusuna cevap ararken, buna imkân sağlayan “mikrotonal gitar” tasarladı. Çoğulu, “Kendi gitarınıza perdeler yapıştırarak en basitten zora 20 Türk ve İran geleneksel müziğini çalabiliyorsunuz.” diyor.

Tolgahan Çoğulu, Hürriyet kitapsanat’tan Eray Aytimur’un sorularını cevapladı.

Yitik sesin peşindeler: Bezmârâ

Bezmârâ Topluluğu, 1996 yılında Fikret Karakaya tarafından kuruldu. Topluluk, Klasik Türk Müziği eserlerine ait, eski nota kitaplarında bulunan ve bazıları unutulmuşbesteleri, dönemlerine uygun üslûp ve sazlarla seslendiriyor ve kaydediyor.

İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü ve o zamanki müdürü Stefanos Yerasimos tarafından desteklenen Bezmârâ, farklı kaynaklardan yapılarak yapılan çeng, şehrud, mıskal gibi üç yüz yıl önceki sazların yanı sıra 16’ncı ve 17’nci yüzyıllardaki biçimlerine uygun olarak yeniden yaptırılan ud, rebap, derili kanun, santur ve günümüzde de eski yapılarını koruyan ney, kudüm ve daire gibi enstrümanlarla müzik yapıyor.

Ali Ufkî’nin izinde, yitik sesin peşinde

Mine Eroğlu

Bu yıl, Ali Ufkî’nin doğumunun 400’üncü yıl dönümü. Bir dizi etkinlikle anılan Ali Ufkî, enderun’da öğrendiği musiki eserlerini, 17’nci yüzyılın başında Avrupa’da kullanılan notasyon sistemiyle kâğıda geçirmişti. Bugün o dönemin müziği hakkında fikir sahibiyiz ve bunu en başta Ali Ufkî’ye borçluyuz.